7 Kasım 2014 Cuma




İKİ  ROMAN, BİR  KARAKTER: HANDAN



Kitap okuma isteğim azaldığında, kendimde bir eksiklik hissederim ve bu  eksikliğimi gidermek için de bir kitapçıya koşarım. Güneşli bir sonbahar gününde, biraz güneş toplamak ve temiz hava almak için gezinirken, kendimi bir kitapçıda "yeni çıkanlar" bölümüne bakarken buldum. Ve Ayşe Kulin' in Handan' ı dikkatimi çekti. Handan, Halide Edib' in yazdığı roman değil miydi diye düşünürken kitabı incelemeye başladım. Yanılmamışım; modern kadını temsil eden Ayşe Kulin' in Handan' ı, her güçlüğe, her şarta göğüs geren ve "asla pes etmeyen", sıra dışı, şakrak bir kadındı ve Halide Edib' in Handan' ından esinlenilerek yazılmıştı. Ne güzel dedim; iki roman, bir karakter (kurgu bile olsalar), okumaya ve zaman ayırmaya değer. Kitabı okudum. Halide Edib' in Handan' ını ve İpek Çalışlar' ın Halide Edib biyografisini okumuş biri olarak, dün ve bugünkü Handanları karşılaştırma olanağı da buldum. Halide Edib' in Handan' ı, aşağıda okuyacağınız üzere öncü bir romandı. Ayşe Kulin' in Handan' ı ise, tarihe not düşmek üzere yazılmıştı bence. Çünkü, aslında Handan' ın capcanlı hayat mücadelesinde, Taksim "Gezi Parkı"nda meydana gelen olaylar ve "Gezi Direnişi" nin önemli bir yeri vardı ve "Gezi" tüm ayrıntılarıyla olduğu gibi anlatılmıştı romanda .Romanlar, yazıldıkları dönemi en iyi anlatan, betimleyen eserler değil midir zaten?

İpek Çalışlar, Halide Edib(Biyografisine Sığmayan kadın) kitabında "Handan" ın öncü bir roman olduğu başlığı altında şöyle yazmıştır:
"1912 yılının ilk günlerinde Tanin gazetesi Halide Edib' in Handan romanını tefrika etmeye başladı. Büyük sükse yapan roman, kızıl saçlı, beyaz tenli, gri gözlü bir kadının mutsuz aşklarının hikayesiydi. Halide kalemini eline alınca kendisini saklamaya gerek duymadan enikonu cesur bir aşk romanı yazmıştı. Duygularını açıktan haykıran Handan' ın, Halide olduğu her yerde konuşuluyordu. 

Seviye Talip nasıl Salih Zeki' ye bir son yakarış ise Handan da ondan alınmış edebi bir intikamdı. Salih Zeki romanı okurken, kendi ağzından çıkmış cümleler ve yaşanmış olaylarla karşılaşacaktı. Handan tıpatıp Halide' ye; Hüsnü Paşa, Salih zeki' ye benziyordu.

Karısını sürekli aşağılayıp aldatan Hüsnü Paşa cinsel açıdan hiç doymayan bir erkekti. Evdeki hizmetçi kızla ya da karşısına çıkan herhangi bir kadınla aynı anda ilişkiye giriyor, her yeni ilişkisinde Handan' ı ezmek için büyük kavgalar çıkartıyor, hatta dövüyordu. ancak Handan karmaşık bir kadındı. İhtirasla bağlandığı Hüsnü Paşa' nın kalbini ve bedenini istiyor, başaramadığı için acı çekiyordu.
................................................

İsimleri "H" ile başlayan iki kızıl saçlı kadın arasında sayısız benzerlik vardı. İkisi de İngiliz terbiyesi almış, ikisi de şahsiyetli, güzelliğiyle öne çıkmayan, çirkin diye anılabilecek çelimsiz entelektüel kadınlardı. Hüsnü Paşa, Handan ile evli iken aynen Salih Zeki' nin yaptığı gibi bir başka kadına evlenme teklif etmişti. Halide Edib, bunca çapraşık ilişkiyle yetinmeyip bir de Handan' ı, yeğeninin kocası Refik' e aşık etmişti.

Romanında, uzun saçlarıyla, ata binmesiyle, felsefe sohbetleri ve Fikret' ten okuduğu satırlarla Handan' ın aşık olduğu bir diğer isim olan sosyalist Nazım, muhalif kimlikli Rıza Tevfik' i hatırlatıyordu.

Halide, Handan' da bir kadının cinsel arzularını ve buhranlarını en açık haliyle yazarak okurları da şaşırtmıştı. Handan, hocası Nazım' ın evlenme teklifini, ' Bana ileri sürdüğü evlenmede eksik bir şey vardı. Beni amacıyla evlendiriyordu, beni kendiyle değil,' diye reddedecek kadar isyankar bir karakterdi. Vatansever bir kadındı ama aradığı aşktı. Nazım ise, Handan' a bir ihtilalcinin başına gelebilecek bir hayatı, kan, ateş dolu bir hayatı paylaşmayı önerirken, ona olan aşkını ifadede yetersiz kalmıştı.
....................................................

Bunca olay yaratan Handan yüzünden Halide Edib mahçuptu:
Sahte bir tevazu göstermeden şunu söyleyebilirim: Handan kendi türü romanlar içinde büyük bir başarı kazanmıştı. Ben de fazlasıyla tatmin olmuştum. Ancak şimdi Handan' ın ham ve başarısız olduğunu düşünsem de Handan' ın yazarı olarak yaşamaya mahkumum. Aslında ben kitap yayıncının eline ulaştığı an tam anlamıyla çökmüştüm.
........................................................

Anılarını yazarken Halide, Handan karakteri ben değilim demiş olsa da, yıllar sonra da kendisine Handan siz misiniz sorusu sorulmaya devam etti. Bunlardan biri de Ağaoğlu ailesinin kızı Süreyya idi. "Sus a canım!" diyerekten gülerek yanıt vermiş Süreyya' ya."

Kitabı okumadığınızı varsayarak, sanırım biraz olsun Halide Edib' in Handan' ını sizlere tanıtabildim. Çünkü Handan' ı tanımak, modern Handan' ı anlamanıza ve iki karakterin ortak ve ayrı yanlarını karşılaştırmanıza yardımcı olacaktır. Ayşe Kulin' in "Handan" ını  okudum ve beğendim; hatta bazı satırların yazılışını oldukça cesurane buldum. Romanda yazılan tarihe tanıklık edenlerden biri olarak, gelecek nesillerin daha güzel bir dünya yaratacaklarına olan inancımı ve umudumu koruyorum diyebilirim.

Not:  20. yüzyıl sona ererken, Venüs gezegeni üzerinde çalışmalar yapan bir grup bilim insanı, Venüs üzerindeki bir kratere Halide Edib' in anısını yaşatmak için " Adivar"  adını verdiler. Siyasi mücadelesine kadın haklarını savunarak başlayan Halide Edib' i saygıyla anıyorum bu vesileyle...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder